Buradasınız

ŞANLIURFA, Türkiye – Mülteci kadınlar ve kız çocukları, olağanüstü zorluklara göğüs germek zorunda. Büyük sağlık risklerine ve sıklıkla acımasızca şiddete maruz kalan bu insanların çoğu, yoksulluğun hâkim olduğu bir yaşama sürükleniyor. Ancak bu insanların cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusunda karşılaştığı sorunlar, daha mahrem olarak görülen ve üzerinde çok fazla konuşulmayan bir konu.  

Türkiye’de Suriye sınırından 1 saat uzaklıktaki Şanlıurfa kentin 475.000 Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), mültecilerin sağlık ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için bu kentte Avrupa Birliği Sivil Koruma ve İnsani Yardım Birimi (ECHO) tarafından desteklenen, güvenli alan olarak da tanımlanan dört Kadın Sağlığı Danışma Merkezi'nde kadınlara ve kız çocuklarına hizmet veriyor. 

Merkezin bekleme salonu, kadın sağlığı birimindeki doktor ve ebelerle görüşmek için gelmiş çoğu küçük çocuklu kadınlarla dolu. Kadınların çoğu, mantar enfeksiyonu, bakteriyel vajinosis ve trikomaniyaz rahatsızlıklarını kapsayan bir terim olan vajinitis şikâyetiyle merkeze başvurmuş.

UNFPA tarafından desteklenen ebelerden biri olan Neval Hanım, Devteşti merkezinde hizmet veriyor: ‘’En önemli zorluk, kötü hijyen koşullarından kaynaklanan enfeksiyonlar. Kadınlar, bu enfeksiyonları  genellikle temiz su ve hijyenik koşulların olmadığı Suriye’de kapmış’’ diyor Neval Hanım.

Bu elverişsiz koşullar, gerekli standartlardan ve hijyenik koşullardan yoksun, çoğu zaman birçok mültecinin aynı alanı paylaşmak zorunda kaldığı, musluk suyunun dahi olmadığı mekanlarda hüküm sürüyor.  

Bu enfeksiyonlar, yetersiz beslenme gibi daha başka risklere de maruz kalan hamile mülteci kadınları da etkilemektedir.

Devteşti merkezinde hizmet veren bir başka ebe olan Mesa Hanım, UNFPA yetkililerine “Hamile mülteci kadınlarda enfeksiyon ve anemi çok yaygın’’ şeklinde bilgi vermiştir.

Sayıları çok fazla 

Suriyeli mülteci nüfusun yoğun olduğu Eyyubiye bölgesindeki Hayati Harrani merkezindeki sağlık çalışanları, jinekolojik enfeksiyonların çok yaygın olduğunu bildiriyor.  

Kendisi de mülteci olan ve merkezde çalışan ebe Huda Hanım, ‘’Karşılaştığımız en büyük sorun, vajinal enfeksiyonlar, anemi ve yetersiz beslenme’’ dedi.

Her gün vajinit şikayetiyle gelen en az 15 kadına baktığını söyleyen Dr. Hadel Bakjaje, ‘’Tedavi olanakları mevcut, ancak hizmet verilmesi gereken çok fazla kadın var; en büyük zorluk da bu zaten’’ bilgisini paylaştı.  

Vajinit sadece ufak bir sorun olarak tanımlamak mümkün değil.

Bakteriyel vajinit gibi bazı enfeksiyonlar, pelvik inflamasyon hastalığına ve kısırlığa kadar varan durumlara neden olabilir. Trikomaniyaz gibi diğer enfeksiyonlar ise HIV gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar için uygun ortam hazırlar ve hamile kadınlarda bebeğin düşük kiloyla doğmasına ve prematüre doğumlara neden olabilir.

“Bu enfeksyonlar kronik hale gelebilir, düşüğe ya da erken doğuma neden olabilir’’ diyen Dr. Bakjaje, bu tür komplikasyonlarla sıklıkla karşılaştıklarını ifade etti.  

Yoksulluk, eşit olmayan koşullar  


Sağlık aracısı Saha Çiftçi Suriyeli kadınların yoğun olarak yaşadığı bölgeleri sıklıkla ziyaret ediyor.
Çiftçi, Suriyeli göçmenlerin kaldığı evlerin durumlarının kötü olduğunu gözlemlediğini söylüyor.
©UNFPA Turkey/Usenabasi Esiet

 

Bu koşullar, en temel hijyenik ihtiyaçlarını karşılayabilme konusunda önlerinde bir engel olarak duran yoksulluk, utanma duygusu ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile yaşamak zorunda olan kadınların ve kız çocuklarının düşük statüsünü gözler önüne seren birer göstergedir.  

Şanlıurfa’da bulunan mülteci ailelerin çoğu, normal bir yaşam sürebilme umuduyla mülteci kampları dışında yaşamayı tercih etmektedir, ancak maddi güçleri çoğu zaman uygun bir evde oturmaya yetmiyor.

UNFPA bünyesinde sağlık aracısı olarak çalışan ve bizzat Suriyeli göçmenlerin evlerine giderek merkezlerin sunduğu sağlık hizmetlerini tanıtan Saha Çiftçi, “Çoğunun apartmanlarda yaşama olanağı yok. Genellikle kullanılmayan, tek odalı, su ve sıhhi tesisatın olmadığı dükkânlarda veya depo alanlarında 15-20 kişi bir arada yaşıyorlar’’ dedi.

Kadınların adet kanaması veya doğum sonrası kanamalarda büyük zorluklarla karşılaştığını söyleyen Saha Hanım, doğum sonrası dönemde bu koşullarda yaşayan kadınların öz bakımlarını yeterince yapamadıklarını iletti.   

Saha Hanım, mahremiyetin de önemli bir sorun kaynağı olduğunu, bazen iki ailenin aynı evi paylaşmak durumunda kaldığını ekledi.  

Dr. Bakjaje, kadınların sorunlarına kalıcı çözümleri bulma bakımından yeterince güçlendirilmiş olmadığını, örneğin trikomaniyaz gibi enfeksiyonların cinsel yolla bulaştığını, erkeklerin tedaviyi reddettiğini, bu nedenle de kadınlara tekrar tekrar enfeksiyon bulaştığını vurguladı.

“Erkekler, utanma duygusu ve cehalet nedeniyle tedavi olmak istemiyor” diyen Dr. Bakjaje, düşünce tarzının erkeklerin değil, kadınların suçlu olduğu üzerine kurulu olduğunu, bu nedenle de erkeklerin prezervatif kullanmadığını söyledi.

İhtiyaç sahiplerine ulaşmak

UNFPA, Şanlıurfa’da bulunan 4 Kadın Sağlığı Danışma Merkezi ile Türk Hükümeti’nin insani yardım konusundaki çabalarına destek veriyor. UNFPA’nın yürütücü ortağı Harran Üniversitesi ile işbirliği halinde işletilen bu sağlık tesislerinde kadınların ve kız çocuklarının birinci basamak sağlık hizmetleri veriliyor.

Merkezler, 2017 yılı başından 2018 Mayıs ayına kadar 33.000 kadına ve kız cocuğuna cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmeti verdi. 

UNFPA Kadın Sağlığı Danışma Merkezlerinde ayrıca sabun, kadın pedi, iç çamaşırı ve diğer temel malzemelerden oluşan hijyen kitleri de dağıtılıyor. Bu şekilde Hayati Harrani merkezinde Ocak ile Haziran arasında 2,000 civarında hijyen kiti, ihtiyaç sahiplerine dağıltıldı.

Merkezlerde her hafta birkaç oturum halinde hijyen konularını kapsayan cinsel sağlık ve üreme sağlığı eğitimleri de veriliyor.

Çiftçi Hanım, “ancak, bu koşullar sürdükçe, sorunların da aynı şekilde sürmesi kaçınılmaz’’ notunu da düşüyor.

- UNFPA merkez ofisi tarafından yazılmıştır.