Buradasınız

UNFPA’nin yeni raporunda her bireyin kendi iradesiyle istediği sayıda ve istediği zaman çocuk sahibi olabilmesinin  ekonomik ve sosyal gelişme bakımından önemli bir unsur olduğu belirtilmektedir.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, New York, 17 Ekim 2018 — Tüm dünyada küçük ailelerin gittikçe daha yaygın olarak görülmesi, insanların serbest iradeleriyle istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olabilmesi olgusunun bir yansımasıdır. Birleşmiş Milletler örgütünün cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile ilgili kuruluşu olan UNFPA tarafından bugün yayımlanan 2018 yılı Dünya Nüfusunun Durumu Raporuna göre, insanların bu konuda seçim özgürlüğünün olmaması, uzun vadede doğum oranlarını etkilemekte, bireylerin istediklerinden daha az veya daha fazla çocuk sahibi olmalarına yol açmaktadır.  

Ailenin büyüklüğü, sadece üreme konusundaki insan haklarıyla değil, sağlık, eğitim ve çalışma alanlarındaki haklarla da yakından ilintili bir unsurdur. Haklarını kullanabilen insanlar, gelişme yoluna girer, daha iyi bir yaşama kavuşur. ‘’Seçme Özgürlüğünün Gücü: Üreme Sağlığı ve Demografik Geçiş Süreci’’ başlıklı raporda, bu hakların bastırıldığı yerde insanların potansiyellerini tam olarak sergileyemedikleri, bunun da ekonomik ve toplumsal gelişmeye engel olduğu ifade edilmektedir.

UNFPA İcra Direktörü Dr. Natalia Kanem, raporun önsözünde “Çocuk yapma konusunda seçme özgürlüğü, dünyayı değiştirebilir; kadınların ve kızların daha refah bir yaşama ulaşmalarını sağlayabilir, aileleri dönüştürerek küresel ekonomide hızlı gelişmelerin yolunu açabilir’’ demektedir. 

Örneğin muhtemel bir gebeliğin önlenmesi veya geciktirilmesi konusunda seçme özgürlüğü olan ve bu konuda olanaklara sahip bir kadın, kendi sağlığı üzerinde söz sahibi olur, çalışma hayatına katılabilir veya mevcut işine devam eder, böylece de ekonomik potansiyelini tam olarak ortaya koyabilir. Rapor, dünyanın hiçbir ülkesinde insanların üreme konusundaki haklarını tam olarak kullanamadıklarını ortaya koymaktadır. Birçok çift, gerek ekonomik ve toplumsal desteğin olmaması gerekse doğum kontrol olanaklarına sahip olmamaları nedeniyle sahip olmak istedikleri çocuk sayısı konusunda özgürce karar verememektedir. Modern doğum kontrol yöntemlerine erişimden yoksun milyonlarca kadın, istemedikleri gebeliklere maruz kalarak az çocuklu aile kurma planlarını gerçekleştirememektedir.  

1994 yılında yapılan Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansından bu yana üreme sağlığı ve bu alandaki haklar konusunda tüm dünyada önemli gelişmeler yaşanmıştır. Artık insanlar üreme hakları ve bu konudaki seçenekleri ile ilgili olarak daha fazla bilgiye sahip olup haklarına daha fazla sahip çıkabilmektedir. Raporda tüm dünyada şu anda kaydedilen  tarihte görülmemiş kadar düşük doğum oranlarına geçiş sürecinin, çocuk sahibi olma konusunda özgürce seçimler yapabilen ve istedikleri kadar az, diğer bir deyişle istedikleri kadar fazla, çocuk sahibi olabilen insanlarla mümkün olduğu ifade edilmektedir.

Rapor, ülkeleri ülke nüfusunun üreme dinamiklerine göre sınıflandırmakta, bu konuda üretilecek politika ve programlarla ilgili olarak her ülkeye özgü önerileri kapsamaktadır.

Rapor, çocuk sahibi olma konusunda özgür seçimin hayata geçirilmesi için öneriler de içermektedir. Buna göre modern doğum kontrol yöntemleri başta olmak üzere tüm dünyada kaliteli üreme sağlığı hizmetleri erişimine öncelik verilmesi, bireylerin yaşına uygun cinsel eğitim dâhil olmak üzere insanlara daha çok eğitim sağlanması önerilmektedir. Raporda, kadınların ve kızların haklarının desteklenmesi, isteklerine saygı duyulması yönünde erkeklerde tavır değişikliğinin oluşturulması için çalışmalar yapılması ve her bütçeye uygun çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi gibi önlemlerle daha iyi bir iş-yaşam dengesi sağlanarak çiftlere, isterlerse, daha fazla çocuk yapma olanağı sağlanması gibi öneriler de yer almaktadır.

Dr. Kanem, “Geleceğe yönelik olarak yapmamız gereken, nerede ve nasıl yaşadıklarına ve ne kadar kazandıklarına bakılmaksızın her birey ve her çift için üreme haklarının eksiksiz olarak hayata geçirilmesidir. Bu çabamız, insanların özgür iradeleriyle yapacakları bilinçli seçimlerin önünde duran ekonomik, toplumsal veya örgütsel engellerin yok edilmesini de kapsamaktadır.’’ demektedir.

***

UNFPA, her gebeliğin istenilen gebelik olduğu, her doğumun güvenli bir şekilde gerçekleştiği ve her gencin potansiyelini ortaya çıkarabildiği bir dünya için çalışan ve bu amaçla liderlik rolü üstlenmiş bir BM kuruluşudur. UNFPA, 155 ülkede ve bağlı bölgede milyonlarca kadın ve genç insana hizmet ulaştırmaktadır.

Daha fazla bilgi için:

Omar Gharzeddine: Tel.: +1 212 297 5028gharzeddine@unfpa.org 

Richard Kollodge: Tel.: +1 212 297 4992kollodge@unfpa.org

Rapora https://www.unfpa.org/swop adresinden ulaşabilirsiniz.