Buradasınız

11 Ocak 2018, Ankara – Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), T. C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi işbirliğiyle “Kadın hastalıkları ve doğum açısından HIV pozitif hastalara nasıl yaklaşılır?” konulu paneli, hastanede görev yapan asistan doktorların katılımıyla gerçekleştirdi.

Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Özlem Moraloğlu Tekin, yaptığı açılış konuşmasında “Türkiye’de hızla artışta olduğunu gözlemlediğimiz HIV pozitif hastalara ve özellikle gebelere güvenli sağlık hizmeti verilebilmesi için kendimizi hastane olarak denetledik, eksiklerimizi tespit ettik ve hazırlıklı olmak için eksiklerimizi tamamladık. Bu toplantıyı düzenlememizdeki amacımız, göreve yeni başlayan asistanlara ve kendi deneyimli sağlık personelimize HIV pozitif hastalara verilecek güvenli sağlık hizmeti konusunda farkındalık yaratmak” olduğunu söyledi.

Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi öğretim üyesi Prof. Dr. Salim Erkaya “Bu panel yoluyla, hastanede görev yapan tüm ekibimize, HIV pozitif bir gebeye, doğum öncesi, sırası ve sonrasında sürecin nasıl yönetileceği konusunda bilgi vermek istiyoruz. Hastanelerin, bu tip vakalarla doğru yönetebilmesi için önceden bilgi donanımına ve teçhizata sahip olması gerekiyor” dedi.

Panele yaptığı sunumla katılan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Üreme Sağlığı Program Koordinatörü Dr. Gökhan Yıldırımkaya, “1990’lı yıllarda, HIV ile yaşayan  insanlar, HIV durumunu saklayarak muayeneye ya da sağlık kuruluşuna gelirdi. HIV ile yaşamayı bilmek kadar, HIV ile yaşayana verilecek hizmetleri de çok iyi bilmek gerekli. Bunun için sağlık personelinin ve sağlık kuruluşu çatısı altında yaşayan herkesin iyi bir eğitim alması gerekiyor. Bir temizlik görevlisinin temizlik sırasında eline batan enjektörle HIV ile yaşamaya başlaması örneğinde olduğu gibi, tüm sağlık çalışanlarının HIV ile yaşayan insanlara nasıl hizmet vereceğini bilmesi gerekiyor. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin ana mesajı olan ‘kimseyi geride bırakma’ rehberliğinde, bugün burada bu paneli yapıyoruz” dedi.

Dr. Yıldırımkaya, yaptığı sunumda, dünyada yeni vaka görülüm hızında yavaşlama gözlemlendiği, ancak Türkiye’nin de içinde olduğu Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgeleride HIV  yeni vaka yayılma hızının hızlı bir tırmanışa geçtiği söyledi. Bu bölgelerde hastalık artış hızının %60’larda olduğuna vurgu yapan Dr. Yıldırımkaya, HIV ile ilgili doğru varsayılan bilgilerin çoğunun yıkıldığını; enfeksiyonun coğrafya, yaş, sosyal durum, yayılım, cinsiyet, cinsel kimliğe bağlanan her türlü zaten yanlış olan çıkarımların artık hiç bir doğruluk payının olmadığnı söyledi.

Dr. Gökhan Yıldırımkaya, HIV pozitif bir insanın düzenli tedavi ile sağlıklı bir hayat sürebileceğini ancak bunun mümkün olabilmesi için düzenli tedavi dahil tüm sağlık yardımlarına ulaşabilmesi gerektiğini söyledi. Günümüzde genç insanlar arasında yeni HIV (+) olgu görülme sıklığına dikkat çeken Dr. Yıldırımkaya, gençlere okul müfredatı kapsamında gerekli ergen ve üreme sağlığı eğitiminin sağlanamadığı  için genç insanların güvenli davranışlar geliştirmede ve HIV’e karşı korunmada geride bırakıldıklarını vurguladı.

Panelde sunum yapan bir diğer isim de Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi öğretim üyesi Prof. Dr. Berna Dilbaz oldu. Prof. Dr. Dilbaz, yaptığı sunumda AIDS’in 1981’de ABD 360 adet vaka ile ilk defa adından bahsettiren bir sendrom olduğunu söyledi. AIDS’in ilk duyulmaya başladığı zamanlarda,  eşcinsel hastalığı damgalaması nedeniyle çok yanlış yorumlandığını, ancak kadınlarda da görülmeye başlayınca daha önemsenmeye başlanıldığını iletti. Türkiye’de ilk vakanın 1985’de görüldüğünü ileten Prof. Dr. Berna Dilbaz, dünyada 36 milyon HIV ya da AIDS ile yaşayan insan olduğu bilgisini verdi. Enfeksiyon ve yol açabildiği hastalık tablolarına yönelik doğru olmayan bilgiler nedeniyle ön yargılara neden olduğunun altını çizen Prof. Dr. Dilbaz; doğru bilgi ve uygun korunma yöntemleriyle bu ön yargıları ve enfeksiyonu yenmenin mümkün olduğunu söyledi. HIV ya da AIDS nedeniyle günümüzde toplam 35 milyon kişinin hayatını kaybettiğini ileten Prof. Dr. Dilbaz, yeni vakaların %40’ının 25-39 yaş arasındaki kadınlardan oluştuğunu bu nedenle bir doğum hastanesi olarak hem tüm çalışanlar hem de ekipman olarak hazırlıklı olunması gerekliliğine vurgu yaptı.

Sunumların tamamlanmasının ardından, panele dinleyici olarak katılan asistan doktorlar, HIV pozitif hastaya servis sunma konularındaki sorularını panele katılan konunun uzmanlarına sordular.


Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA)

1969 yılında kurulan ve dünya çapında nüfus konusunda uluslararası finansmana sahip en büyük yardım kaynağı olan UNFPA, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen politikalar ve stratejiler oluşturulması konularında 150’yi aşkın ülkede faaliyet göstermektedir. Çalışmalarına proje temelli olarak başlayan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), 1971 yılından bugüne Türkiye’de; üreme sağlığı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi; kalkınmayla ilgili verilerin toplanması, kullanımı ve yaygınlaştırılmasının artırılması ve insani yardım konularında çalışmalar yapmaktadır. Bu çerçevede ilk Ülke Programı 1988 yılından 1992’ye kadar sürmüş, şu anda ise Altıncı Ülke Programı (2016-2020) yürütmektedir.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), her gebeliğin istenilen gebelik olduğu, her doğumun güvenli gerçekleştiği ve her gencin içindeki potansiyelini ortaya çıkarabildiği bir dünya için çalışır. UNFPA, bu hedefe ulaşabilmek için, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden (SKH) özellikle 5 tanesine yoğunlaşmıştır: 

  • SKH 3: Sağlıklı Bireyler, 
  • SKH 5: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği,
  • SKH 10: Eşitsizliklerin Azaltılması,
  • SKH 16: Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar,
  • SKH 17: Hedefler için Ortaklıklar.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Sosyal Medya Hesapları:

Facebook: UNFPA.Turkey  Twitter: UNFPATurkey  Instagram: unfpa_turkey  YouTube: UNFPATurkey